Gizli Forum ST

HIV/AIDS ve Korunma Uyeols10

Anlayışınız İçin Teşekkür Eder.. İyi Forumlar Dileriz
www.gizli.forum.st


Join the forum, it's quick and easy

Gizli Forum ST

HIV/AIDS ve Korunma Uyeols10

Anlayışınız İçin Teşekkür Eder.. İyi Forumlar Dileriz
www.gizli.forum.st

Gizli Forum ST

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Gizli Forum ST

Gizli Forum Video, Program, Eğlence, Yaşam, Fıkra, Resim, Mp3, Türkiye, Dinimiz İslam, Cep Telefonu Programları, Oyunlar, Temalar, aşk, Fal, burç, spor

Giriş yap

Şifremi unuttum

Anket

Sitemizi Nerden Buldunuz?
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap50%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 50% [ 1 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap0%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 0% [ 0 ]
HIV/AIDS ve Korunma I_vote_lcap50%HIV/AIDS ve Korunma I_vote_rcap 50% [ 1 ]

Toplam Oylar : 2

Tarihte Bugün


Tarihte Bugün v.7.0

En çok konu başlayanlar

En son konular

» deneme
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1Ptsi Mart 19, 2012 3:09 am tarafından KaRaKuLe

» 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi Kutlu Olsun!
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Mart 17, 2012 11:33 am tarafından KaRaKuLe

» 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! (2012)
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1Perş. Mart 08, 2012 3:47 pm tarafından KaRaKuLe

» En Güncel 2012 Dns Ayarları ve Sunucu IP Numaraları
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1Ptsi Mart 05, 2012 7:57 pm tarafından KaRaKuLe

» Dünyanın En Yaşlı İnsanı Osmanlı Doğumlu
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Şub. 25, 2012 12:50 pm tarafından KaRaKuLe

» Revolver | Full Film | 2005 |
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Şub. 25, 2012 12:44 pm tarafından KaRaKuLe

» Kemal Sunal - Koyden Indim Sehire 1974 ( Full Tek Parça )
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Şub. 25, 2012 12:43 pm tarafından KaRaKuLe

» Hababam Sinifi Uyaniyor 1976 ( Full Tek Parça )
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Şub. 25, 2012 12:42 pm tarafından KaRaKuLe

» Cem Yılmaz - Yahşi Batı HQ (Full Film)
HIV/AIDS ve Korunma Icon_minitime1C.tesi Şub. 25, 2012 12:41 pm tarafından KaRaKuLe

Nisan 2024

PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930     

Takvim Takvim

Anahtar-kelime


    HIV/AIDS ve Korunma

    KaRaKuLe
    KaRaKuLe
    Kurucu

    Kurucu


    Erkek Kova Ejderha
    Mesaj Sayısı : 442
    Yaş : 36
    Nerden : Ankara
    Lakap : Kara
    Ruh Haliniz : HIV/AIDS ve Korunma Pusuda10
    Kan Grubunuz : 0 Rh+
    Puan : 1165
    Reputation : 1
    Kayıt tarihi : 03/09/08
    Takımınız : HIV/AIDS ve Korunma Besikt10

    HIV/AIDS ve Korunma Empty HIV/AIDS ve Korunma

    Mesaj tarafından KaRaKuLe Cuma Eyl. 12, 2008 10:06 pm

    Hazırlayanlar:
    Prof. Dr. Serhat Ünal,Hacettepe AIDS Tedavi Araştırma Merkezi (HATAM) Müdürü
    Dr. Aygen Tümer, Hacettepe AIDS Tedavi Araştırma Merkezi (HATAM) Koordinatörü


    Dünyada HIV/AIDS
    Türkiye’de HIV/AIDS
    HIV/AIDS'in Bulaş Yolları ve Korunma
    Cinsel yolla bulaşma
    Kan ve kan ürünleri ile bulaşma
    Anneden bebeğe bulaşma
    Sağlık personeline bulaşma

    2000'li
    yıllara girerken dakikada 11 yeni olgunun aramıza katıldığı çağımızın
    salgını olarak kabul edilen hastalık, AIDS. İlk defa 1981 yılında
    Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Haiti'den gelen göçmenlerde ender
    rastlanan Pneumocystis carinii pnömonisi (PCP) ve Kaposi sarkomu (KS)
    olgularının saptanması ile AIDS, "Edinsel İmmün Yetmezlik Sendromu"
    tanımlanmıştır. PCP ve KS olguları o tarihe kadar tek tek olarak
    görülmekte ve herhangi bir sorun olmamakta idi. Aynı tarihlerde Amerika
    Birleşik Devletleri'nde sağlık merkezi klinisyenleri ve epidemiyologlar
    özellikle genç homoseksüel erkeklerde, birlikte görülen hastalık
    tablolarını fark etmişler ve bu olguları Hastalık Kontrol ve Önleme
    Merkezine (Center for Disease Control and Prevention-CDC)
    bildirmişlerdir. 1981 yılının Haziran ayında sürveyans çalışmaları
    başlamış ve Şubat 1983 tarihine dek 1000 HIV/AIDS olgusu
    bildirilmiştir.

    1980'li yılların başlarında olgu sayısının az
    olması ve homoseksüel erkek grubunda görülmesi nedeni ile hastalık
    fazla ilgi çekmemişti. Ne zaman ki biseksüel erkekler aracılığı ile
    kadınlara ve enfekte hamile kadınlardan da bebeklere enfeksiyon geçmeye
    başladı, olgu sayıları giderek arttı ve HIV/AIDS tüm dünyanın odak
    noktası durumuna gelmeye başladı.

    Yayılma yollarının özelliği,
    hastalığın belirtisiz geçen uzun bir döneminin olması ve tanı koymanın
    kan testleri dışında olanaklı olmaması HIV enfekte olgu sayılarının
    giderek artmasına neden olmaktadır. Tıp dünyası, gönüllü kuruluşlar
    hastalığın öneminin anlatılabilmesi, toplumun bilgilendirilmesi ve
    korunma yollarının öğretilmesi için çalışmalar düzenlemeye başlamışlar
    ve 1 Aralık gününü de "Dünya AIDS Günü" olarak ilan etmişlerdir. Dünya
    Sağlık Örgütü her yıl 1 Aralık için bir slogan belirlemekte ve tüm
    ülkeler bu çerçevede toplumu bilgilendirmeye yönelik çalışmalar
    yapmaktadırlar. 1999 yılının sloganı "Dinle, Öğren, Yaşa!" olarak
    belirlenmiş olup bu slogandaki amaç, hastalıkla ilgili farkındalılığı
    artırmak ve AIDS programlarını güçlendirmek olarak düşünülmüştür.

    Kan ve kan ürünlerinin rutin HIV yönünden taranması, antiretroviral
    ilaçların kullanıma girmesi, fırsatçı enfeksiyonların profilaksisinin
    (önlenmesinin) ve tedavisinin yapılabilmesi, yaygın ve etkili eğitim
    programlarının uygulanmaya başlanması ile HIV/AIDS epidemisinde
    (yaygınlığında) son yıllarda önemli değişiklikler gözlenmeye
    başlamıştır.

    Dünyada HIV/AIDS
    Birleşmiş Milletler
    HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) verilerine göre dünyada 1994 yılında
    17 milyon HIV/AIDS'li kişi yaşarken Aralık 1999 da bu rakamın 33.6
    milyona ulaştığı bildirilmektedir (Şekil 1).


    Epideminin
    (Salgının) başından beri 16.3 milyon kişi yaşamını HIV/AIDS nedeni ile
    yitirmiş olup, bu olguların 12.7 milyonu 15-49 yaş arası erişkin ve 3.6
    milyonu 15 yaş altı çocuklardan oluşmaktadır. 1999 yılı içinde 5.6
    milyon yeni olgu bildirilmiş olup, bu sayılara günde 16.000, dakikada
    11 yeni olgu eklenmektedir. Veriler, son iki yıldır toplam HIV/AIDS
    olgularında bir önceki yıla göre %10 oranında bir artış olduğunu ve
    yeni enfekte olguların %10'unun 15 yaş altı ve %50'sinin ise 15-24 yaş
    arası gençler olduğunu bildirmektedir. Bu veriler göstermektedir ki;
    epidemideki en önemli değişikliklerden birincisi hastalığın ilk görülme
    yaşının 20’den 15’e inmesidir. İkinci önemli değişiklik ise epideminin
    başlarında %20 olan enfekte kadın oranının %40-50'lere yükselmiş
    olmasıdır. Epidemiyologlar kadın erkek oranındaki bu eşitlenme
    trendinin geriye dönemeyeceğini tahmin etmektedirler.

    Dünyada
    HIV/AIDS olgularının %94'ü gelişmekte olan ülkelerde, %86'sı da
    Sahra-Altı Afrika, Güney ve Güneydoğu Asya'da görülmektedir. İlk
    olguların görüldüğü yerler olan Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde
    1994 yılından beri her yıl tanı konan yeni olgu sayıları bir önceki
    yıldan fazla değil iken, Afrika, Hindistan, Tayland gibi Asya
    ülkelerinde olgu sayıları katlanarak artmaktadır. Bu farkın asıl
    nedeninin eğitimden kaynaklandığı düşünülmektedir, çünkü gelişmiş
    ülkeler etkin eğitim programları ile HIV/AIDS' i ve korunma yollarını
    öğretebilmeyi başarmış gözükmektedir. Eğitimde programların yanı sıra
    bir diğer önemli etkende ekonomik güç olarak kabul edilmektedir.
    Gelişmekte olan ülkeler kısıtlı bütçeleri ile giderek artan sayıdaki
    hastalarını tedavi için gerekli masrafı yapmakta zorlanırken,
    beraberinde eğitim programlarını yürütememektedirler.

    Bazı
    gelişmekte olan ülkelerde ve sanayileşmiş ülkelerde HIV enfeksiyonunun
    yayılımını engellemeye yönelik çeşitli programlar düzenlenmektedir.
    Damar içi madde kullanımının önlenmesine yönelik çalışmalar, ithal kan
    kullanımını sınırlayan politikalar, temiz enjektör değiştirme
    programları yapılmış olsa da bunların hiçbiri tek başına HIV bulaşını
    önlemede yeterli programlar olarak gözükmemektedir.

    Türkiye’de HIV/AIDS
    Türkiye'de
    cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili yeterli önlemlerin
    alınamaması ve eğitim programlarının yeterli etkinlikte olamaması
    nedenleri ile HIV/AIDS büyük bir sorun olmaya başlamaktadır. Ancak
    ülkemizde sağlık kayıt sistemlerinin özellikle cinsel yolla bulaşan
    hastalıklar konusunda yeterli çalışmaması ve hastalığın uzun süren
    belirtisiz döneminin olması nedeni ile gerçek rakamların bunun çok
    üstünde olduğu düşünülmektedir. Türkiye'de ilk olguya 1985 yılında tanı
    konmuş ve o tarihten başlayarak 1992 yılına kadar olgu sayılarında bir
    önceki yıla göre fazla artış saptanmaz iken, 1992 yılından beri olgu
    sayıları katlanarak artmaktadır.

    Türkiye'de HIV/AIDS olgu sayılarının artma nedenleri şöyle sıralanabilir


    Ülke nüfusunun genç olması,
    Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda bilgilerin kısıtlı olması,
    Turizm sektörünün ülkemizde giderek gelişmesi: Ülkemize her geçen gün
    daha fazla sayıda turist gelmektedir. Özellikle HIV/AIDS olgularının
    sık olduğu ülkelerden gelen turistler arasında bu hastalığa yakalanmış
    kişilerin bulunma olasılığı fazladır.
    Yurtdışında çalışan Türk
    vatandaşlarının çok sayıda olması ve giderek artması: Özellikle yurt
    dışında uzun süreli kalan vatandaşlarımızın bulundukları ülkedeki hasta
    sayısının sıklığına bağlı olarak bu hastalığa yakalanma riski
    artmaktadır.
    Damar içi madde kullanımının giderek artması:
    HIV/AIDS bulaş yolları arasında damar içi madde kullananlar ikinci
    sırayı oluşturmaktadır. Damar içi madde kullananların sayılarının
    giderek artması HIV enfekte olgu sayılarının da artmasına neden
    olmaktadır.

    Ülkemizde cinsiyete göre dağılımda
    %73.5 erkek,
    %26.5 kadın olarak saptanmaktadır.

    Olguların %20'sinin sürekli yaşadığı yerin yurtdışı olduğu, toplam 57
    ilden bildirim yapıldığı ve en fazla bildirimin Ankara, İstanbul ve
    İzmir'den olduğu bildirilmektedir.

    HIV/AIDS'in Bulaş Yolları ve Korunma

    / Risk gruplarına göre HIV/AIDS olguları incelendiğinde:

    %46.3 heteroseksüel,
    %9.48 damar içi madde kullananlar,
    %9 homoseksüel,
    %5.5 kan transfüzyonu (%1.5 hemofili hastaları, %4 diğer) yolu ile,
    %0.85 anneden bebeğe geçiş,
    %28.1 ise bilinmeyenlerden oluştuğu görülmektedir.

    %28.1 gibi büyük bir oran göstermektedir ki eksik bildirim söz
    konusudur ve bu da ülkemizdeki epideminin boyutunu öğrenmedeki güçlüğü
    gözler önüne sermektedir.

    Cinsel yolla bulaşma
    HIV
    enfeksiyonunun en önemli bulaş yolu cinsel temastır. HIV/AIDS her türlü
    cinsel temasla (homoseksüel, heteroseksüel, vajinal, oral, anal)
    bulaşmaktadır. Semen (meni) ya da kanla temasa neden olabilecek her
    türlü cinsel etkinlikte bulaş riski bulunmaktadır. Bu tür bulaşa
    bağışık hiç kimse bulunmamaktadır. Bulaş için HIV (+) kişi ile yapılan
    tek bir cinsel temas bile yeterli olmakta ancak cinsel temas sayısı
    arttıkça bulaş riski artmaktadır.

    Cinsel aktiviteden bütünüyle
    kaçınarak ya da enfekte olmayan eşle monogamik bir ilişki sürdürerek
    HIV enfeksiyonunun bulaşı önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında
    prezervatif (kondom, kılıf) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun
    lateks olması, doğru ve sürekli kullanılması, yırtık ya da delik
    olmaması kaydıyla kanıtlanmıştır. Kadınlar için hazırlanmış olan
    intravajinal kondomlar da doğru ve sürekli kullanımla etkili
    olmaktadırlar.

    Kan ve kan ürünleri ile bulaşma
    Kanda
    virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile virüsü taşıyan kişilerden
    alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 1985
    yılında antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve
    kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi
    zorunlu kılınmıştır. Türkiye'de 1987 yılından beri tüm kan ve kan
    ürünlerine ELISA yöntemi ile antikor saptandıktan sonra hastaya
    verilmektedir, bu nedenle kan ve kan ürünleri ile olan bulaş azalmış
    gözükmektedir. Ancak hastalığın pencere döneminin olması, acil
    durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi
    nedenleri ile oranı çok azda olsa bu yolla geçiş bildirilmektedir.
    Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi,
    kullanılıyorsa ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup
    hastalarda HIV bulaş riskini azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve
    Amerika Birleşik Devletleri'nde devlet tarafından temiz enjektör
    dağıtım programları uygulanmakta ve çalışmalar önemli ölçüde başarı
    sağlandığını bildirmektedir. Gelişmiş ülkelerde enjektör paylaşımının
    azaldığı, steril iğne satın alınışında ve iğne temizleme işlemlerinde
    artma gözlendiği saptanmaktadır.

    Anneden bebeğe bulaşma
    HIV
    gebelik süresince, doğum sırasında ve postpartum (doğum sonrası)
    dönemde emzirmekle bebeğe geçebilmektedir. Bu oran %20-30'dur. Ancak
    HIV (+) anneye gebeliğinin son üç ayında, doğumdan sonra da bebeğe
    antiretroviral tedavi başlanır ve elektif sezaryen uygulanırsa bu oran
    %8-10'lara düşebilmektedir.
    Perinatal(Doğum sırasında) geçişte
    korunmada önemli olan öncelikle HIV prevalansı(görülme sıklığı) yüksek
    olan bölgelerde doğurganlık yaşındaki ve HIV enfeksiyon riski olan
    kadınlara hastalığı öğretebilmektedir. Eğer kadın HIV (+) ise doğum
    kontrol yöntemleri öğretilmeye çalışılmaktadır. Buna karşın gebe kalan
    HIV (+) kadınlara erken dönemde kürtaj yapılması pek çok ülke
    tarafından kabul edilmektedir. Eğer anne adayı bebeği doğurmak
    istiyorsa gebeliğin son üç ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe
    antiretroviral tedavi başlanmakta ve hasta yakın izleme alınmaktadır.

    Sağlık personeline bulaşma
    Sağlık
    personeline kan ile kontamine olmuş (bulaşmış) vücut sıvılarıyla temas
    sonucunda HIV'nin geçişi olanaklı olabilmektedir. Kontamine iğne
    batmasını izleyen serokonversiyon riski %0.3 iken, mukoza ya da derinin
    kanla kontamine vücut sıvılarıyla teması sonucunda serokonversiyon
    riski çok daha düşüktür. Sağlık personeli öykü ve fizik inceleme ile
    enfekte hastaları ayırt etme olanağına sahip olamadıklarından korunmak
    için tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel enfekte
    kabul ederek evrensel önlemlere uyarak çalışmalıdırlar.

    Ülkemizde
    henüz sayıları bini bulan HIV enfekte olgular için hasta sayıları
    milyonları bulan ülkelerden örnek alarak, sayıların daha da artmasını
    engellemek için çalışmalarımızı artırmalıyız. HIV infeksiyonunun bulaş
    yollarını bilmek, korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış
    değişikliğinde bulunulmasını sağlamak, HIV/AIDS'li hastaları toplumdan
    dışlamadan hep birlikte elele vererek yaşamakla bu hastalığa karşı
    savaşım verebiliriz

      Forum Saati Cuma Nis. 19, 2024 12:45 pm