Türk
astronomu.Semerkant’ta doğdu. Babası Türkistan ve Maveraünnehir emîri
Uluğ Beyin doğancıbaşısı Muhammed. Kuşçu adının buradan geldiği
söylenir. İlk öğrenimini Semerkant'ta yaptı. Sonra, Bursalı Kadızade
Rumî'den ve Uluğ Beyin kendisinden matematik ve astronomi okudu.
Semerkant'tan Kirman'a giderek öğrenimini tamamladı. Uluğ Beyin kurduğu
rasathaneye müdür oldu (1421) ve onun Zîc (yıldızların yerlerini ve
hareketlerini gösteren cetvel) adlı eserine yardım etti. Gürganî
tahtında oturan Uluğ Bey, oğlu Abdüllâtif'in ihaneti sonucu öldürülünce
(1450), Semerkant medreselerindeki derslerine son verdi ve Hacca gitmek
üzere Tebriz'e geldi (1449). Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan
kendisine çok itibar etti ve yanında alıkoydu. Bir ara, Osmanlılarla
barış konuşmalarını yürütmek üzere elçi olarak Ali Kuşçu'yu Mehmed II'ye
(Fatih) yolladı. Ünlü bilgine hayran olan Mehmed II, kendisinden
İstanbul'da kalmasını rica etti.
Ali Kuşçu, bu daveti ancak elçilik görevini bitirdikten sonra
gerçekleştirebileceğini bildirdi: Tebriz'e döndü, bir süre sonra bütün
ailesini alarak İstanbul'a geldi. Osmanlı-Akkoyunlu sınırında Mehmed
II'nin emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya
medresesine müderris oldu. 1474 yılında öldü.
ESERLERİ
Çalışmaları iki yönde gelişmişti: kelâm ve dilbilgisi, riyaziye ve heyet
(matematik ve astronomi). Kelâm, dilbilgisi ve Nâsırıüddin-i Tusî'nin
Tecrid-ül-Kelam (Sözün Tecridi) adlı kitabına ve kadı. Adudüddin'in
Risale-i Adüdiye'sine (Adudüddin'in Risalesi) yaptığı yorumlar ve
özellikle Unkud-üz-Zevahir fi Nazm-ül-Cevahir (Mücevherlerin
Dizilmesinde Görülen Salkım) adlı eserleri önemlidir. Astronomi
konusunda ise Farsça yazdığı Riselet-ül fi'l hey'et (Astronomi Risalesi)
başta gelir. Eser, bazı ilâvelerle Arapçaya çevrildi. Ali Kuşçu bu
nüshaya Risalet-ül-Fethiye (Fetih Risalesi) adını vererek Fatih'e sundu.
Ayrıca Uluğ Beyin Zîc'ine yaptığı yorum, en önemli yazılarındandır.
Bunlardan başka Mahbub-ül-Hamail fi keşif-il-mesail (Meselelerin
Keşfinde Tılsımların en Makbulü) adlı ansiklopedik bir eseri daha
vardır. Çağında İstanbul medreselerinde matematik ve astronomi çok
gelişmiştir.
astronomu.Semerkant’ta doğdu. Babası Türkistan ve Maveraünnehir emîri
Uluğ Beyin doğancıbaşısı Muhammed. Kuşçu adının buradan geldiği
söylenir. İlk öğrenimini Semerkant'ta yaptı. Sonra, Bursalı Kadızade
Rumî'den ve Uluğ Beyin kendisinden matematik ve astronomi okudu.
Semerkant'tan Kirman'a giderek öğrenimini tamamladı. Uluğ Beyin kurduğu
rasathaneye müdür oldu (1421) ve onun Zîc (yıldızların yerlerini ve
hareketlerini gösteren cetvel) adlı eserine yardım etti. Gürganî
tahtında oturan Uluğ Bey, oğlu Abdüllâtif'in ihaneti sonucu öldürülünce
(1450), Semerkant medreselerindeki derslerine son verdi ve Hacca gitmek
üzere Tebriz'e geldi (1449). Tebriz'de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan
kendisine çok itibar etti ve yanında alıkoydu. Bir ara, Osmanlılarla
barış konuşmalarını yürütmek üzere elçi olarak Ali Kuşçu'yu Mehmed II'ye
(Fatih) yolladı. Ünlü bilgine hayran olan Mehmed II, kendisinden
İstanbul'da kalmasını rica etti.
Ali Kuşçu, bu daveti ancak elçilik görevini bitirdikten sonra
gerçekleştirebileceğini bildirdi: Tebriz'e döndü, bir süre sonra bütün
ailesini alarak İstanbul'a geldi. Osmanlı-Akkoyunlu sınırında Mehmed
II'nin emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya
medresesine müderris oldu. 1474 yılında öldü.
ESERLERİ
Çalışmaları iki yönde gelişmişti: kelâm ve dilbilgisi, riyaziye ve heyet
(matematik ve astronomi). Kelâm, dilbilgisi ve Nâsırıüddin-i Tusî'nin
Tecrid-ül-Kelam (Sözün Tecridi) adlı kitabına ve kadı. Adudüddin'in
Risale-i Adüdiye'sine (Adudüddin'in Risalesi) yaptığı yorumlar ve
özellikle Unkud-üz-Zevahir fi Nazm-ül-Cevahir (Mücevherlerin
Dizilmesinde Görülen Salkım) adlı eserleri önemlidir. Astronomi
konusunda ise Farsça yazdığı Riselet-ül fi'l hey'et (Astronomi Risalesi)
başta gelir. Eser, bazı ilâvelerle Arapçaya çevrildi. Ali Kuşçu bu
nüshaya Risalet-ül-Fethiye (Fetih Risalesi) adını vererek Fatih'e sundu.
Ayrıca Uluğ Beyin Zîc'ine yaptığı yorum, en önemli yazılarındandır.
Bunlardan başka Mahbub-ül-Hamail fi keşif-il-mesail (Meselelerin
Keşfinde Tılsımların en Makbulü) adlı ansiklopedik bir eseri daha
vardır. Çağında İstanbul medreselerinde matematik ve astronomi çok
gelişmiştir.
Ptsi Mart 19, 2012 3:09 am tarafından KaRaKuLe
» 18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi Kutlu Olsun!
C.tesi Mart 17, 2012 11:33 am tarafından KaRaKuLe
» 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! (2012)
Perş. Mart 08, 2012 3:47 pm tarafından KaRaKuLe
» En Güncel 2012 Dns Ayarları ve Sunucu IP Numaraları
Ptsi Mart 05, 2012 7:57 pm tarafından KaRaKuLe
» Dünyanın En Yaşlı İnsanı Osmanlı Doğumlu
C.tesi Şub. 25, 2012 12:50 pm tarafından KaRaKuLe
» Revolver | Full Film | 2005 |
C.tesi Şub. 25, 2012 12:44 pm tarafından KaRaKuLe
» Kemal Sunal - Koyden Indim Sehire 1974 ( Full Tek Parça )
C.tesi Şub. 25, 2012 12:43 pm tarafından KaRaKuLe
» Hababam Sinifi Uyaniyor 1976 ( Full Tek Parça )
C.tesi Şub. 25, 2012 12:42 pm tarafından KaRaKuLe
» Cem Yılmaz - Yahşi Batı HQ (Full Film)
C.tesi Şub. 25, 2012 12:41 pm tarafından KaRaKuLe